ekim de başlar birazdan.
Ellerin üşür, dudakların çatlar.
Bastırır kış yorgunluğu.
Ellerini cebine atıp,
dudağında kırık bir ıslıkla
yürür gidersin sözleştiğin yere.
İnsanlar gelip geçer
sen görmezsin.
Zaman akıp gider
fark etmezsin.
Adıyla yankılanır bedenin
ve sarsılır birden tüm dünya.
Anlarsın ki
sen sevmişsin.
Eylül geldi gitti,
ekim de başlar birazdan.
Ha bugün, ha yarın
yine başlar elvedalar.
Üşüdüğünde geçsin karşına,
düşsün rahmeti kurak dudaklarına.
Koysun dizlerini dizlerine,
dalsın gitsin öyle gözlerinin
en derinine.
Bak o zaman nasıl da
yanıp tutuşuyor
sol yanındaki soba.
Artık anladım.
Üşütmemek için
sıkı sevmek gerek.
Görmek için
gözlerini yumman gerek.
Eldiven yerine
elini ver bana.
Atkı yerine
sarıl boynuma.
Bak o zaman nasıl da
yanıp tutuşuyor
sol yanındaki soba.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder