28 Ekim 2015 Çarşamba

Kanatlanmak

Soluklarımız ağırlaştı şu sıra, tut nefesini. Ne konuştuğumuzu yada ne yaptığımızı bilmez, yarı uyur, yarı uyanık bir haldeyiz. Derince çek içine ve tut nefesini. Dolanıyoruz öyle insanların arasında. Kilometrelerce uyuşmuş sol yanımız. Kalp atışlarımı duyuncaya dek, dört bir yanı susturuncaya dek tut nefesini.

Her soluk bir an daha doğuracak ve özlem hanemize bir çeltik daha atılacak. Daha fazla yanmadan, eriyip kül olmadan tut nefesini. Unutmaya fırsat vermeden, üşümeye başlamadan hayata ağız dolusu küfrü basmadan önce tut nefesini.

Sarılacak bir an bulamıyorsak ve çatlıyorsa her kelimin üzerine dudaklarımız ne gerek var? Tut nefesini. Yaşadık öyle böyle. Bugün yarın diye diye. Sarardı gördüklerimiz.  Zamanı durdurmak, dünyadan savrulmak ve kanat açmak için beklenen güne… Tut nefesini.

Uzat elini boşluğa. 
Ben oradayım meraklanma. 
Hisset en olmadık anda beni ve hatırla.
Tüm zorluğa rağmen hatırla.
Sarılışımızın sıcağını
Kollarımda uyuklamanı.
Hatırla.
Yüreğin acıktığında, birden telaşlandığında

Adını fısıldamamı hatırla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Zar Zor Bir Veda

Zar zor görüyorum aklımdaki mısraları şimdi aklım fikrim hep sigara dumanı. Alışık değilim öyle veda mektuplarına, zar zor hatırlıyoru...