5 Ağustos 2015 Çarşamba

Yapboz

Gözlerime bir ağırlık çöküyor şu günlerde. Nefes aldığımı ve hala hayatta olduğumu daha dün farkettim. Kendimi öyle salıvermiş ve hayatın akışına bırakmış buldum ki her yanım çizikler içindeydi. Kalktım önce ayağa, yanımdakilere baktım ardından. Dost dediğim insanlar hala buradaydı. Kızmıyorum onlara da, ben bile kendimden silindiğimi fark etmemişken onların da benim bu halimi fark etmelerini beklemek olmazdı. Derin bir nefes çektim sigaramın en acı yerinden. Yürümeye başladım, kaldırımlar aştım, insanlar geçtim. Hikayeler dinledim, şiirler söyledim. Fark ettim ki kime dokunsam, kiminle konuşsam ve kimden ayrılsam bir parçamı bırakmışım. Bu şekilde kendime bile yetemez hale geldim. 

Yarım yamalak yaşarken doğru kişiyi bulup eksik parçanızı tamamlamasını ve tek bir bütün olmayı, birbirinize karışmayı istediğiniz oldu mu? Bu konuda en çok yanlış kişileri doğru saydığım için üzülürüm. Hoş, hepsi iyi insanlardı ancak dedim ya eksik parçamı ya dolduramadılar ya da başka birinin yarılarıydı. -Aynı yapbozun iki ayrı parçası gibi- Renklerimiz aynı olsa da ait olamadık hiç birbirimize. 

Ancak inanıyorum ki her yapboz tamamlanmak için vardır. Gün gelecek tüm bu izmaritlere, boşalan bardaklara ve sözleri kırık dökük şiirlere inat hepimiz bir olacağız, tama ereceğiz. İşte o zaman hayatın yokuşunu tırmanmış güzel günlere ulaşmış olacağız. 

Biraz Ahmet Kaya, biraz Müslüm Gürses biraz da Nurettin Reçber. Gecenin rengine yön veren ve beni bu saatte yalnız bırakmayan güzel seven abilerimiz... 

Sevmeyi seven insanları siz de sevin. 

3 yorum:

Zar Zor Bir Veda

Zar zor görüyorum aklımdaki mısraları şimdi aklım fikrim hep sigara dumanı. Alışık değilim öyle veda mektuplarına, zar zor hatırlıyoru...